Bilimsel temellerimi Çukurova Üniversitesi Zootekni lisans eğitimiyle attım (1993). Ardından ABD’de Tuskegee University’de yüksek lisansımı (1997), The University of Tennessee’de ise Zootekni alanında doktoramı (2004) tamamladım. Bu dönem, hem saha deneyimini hem de ölçüm–analiz kültürünü birlikte geliştirdiğim, akademik bakışımın olgunlaştığı yıllardı.
Türkiye’ye döndüğümde hedefim netti: Hayvan besleme bilimini veriyle konuşan, izlenebilir üretimi önceleyen bir çizgide geliştirmek. Zaman içinde araştırmalarımı üç ana hatta derinleştirdim: (1) Büyükbaş–küçükbaşlarda rasyon tasarımı ve yem kalitesi; (2) Yem bitkileri, hasat–depolama–silaj teknikleri ve posaların fermentatif etkileri; (3) Sürü sağlığı izleme için duyarga/RFID tabanlı sistemler—örneğin kablosuz bolus sensörlerle rumen pH ölçümü ve hayvan üzerinde kullanılan RFID etiketlerinin sinyal performansı. Bu çalışmaların ortak noktası, ölçülebilirliği merkeze alan ve sahaya uygulanabilir sonuçlar üretmesidir.
Yıllar içinde farklı üniversitelerde araştırma ve öğretim görevleri üstlendim; 2018’den bu yana Isparta Uygulamalı Bilimler Üniversitesi Ziraat Fakültesi’ndeyim, 2020’den beri Doçent olarak görev yapıyorum. Kurumsal sorumluluklarım arasında Mevlana Değişim Programı Kurum Koordinatörlüğü de bulunuyor. Ulusal ve uluslararası projelerde yürütücü/araştırmacı olarak yer aldım; makaleler, kitap bölümleri ve bildirilerle literatüre katkı vermeye çalıştım. Yayın ve proje listeleri güncel hâliyle kurumsal profilimde düzenli olarak yer alır.
Derslerimde yaklaşımım nettir: problem tanımı → deney tasarımı → ölçüm/sensör → veri analizi → raporlama. Öğrencilerimle birlikte sahadan laboratuvara uzanan bu zinciri bütünüyle ele alır, sonuçların hem bilimsel hem pratik değer üretmesini hedefleriz. “İddia değil bilgi, sezgi değil ölçüm” sözü sınıfta da laboratuvarda da yol göstericimizdir.
Bugün de aynı merakla çalışıyorum: Daha güvenilir rasyonlar, daha iyi silaj süreçleri, daha akıllı izleme teknolojileri… Kısacası, hayvan refahı ve üretim kalitesi için veriye dayalı çözümler. Yolculuğum boyunca edindiğim deneyimi öğrencilerimle, üreticilerle ve meslektaşlarımla paylaşmayı; bilgiyi erişilebilir ve faydaya dönüştürülebilir kılmayı önemsiyorum.
Hikâyem
Bilimde beni en çok heyecanlandıran şey, iddia yerine ölçülebilir bilgiyle konuşmak. Zootekni alanındaki yolculuğumda hep aynı sorunun peşinden gittim: “Sahadaki gerçekliği, laboratuvarın disipliniyle nasıl buluştururuz?” Bu yüzden çalışmalarımda izlenebilirlik, şeffaflık ve tekrar edilebilirlik ilkelerini merkeze koydum; verinin toplandığı her adımı kayıt altına almayı ve paylaşıma açık tutmayı alışkanlık hâline getirdim.